Yazılarımı kurgulamadan önce konunun başlığını koyarım,Çetin Altan üstadımız(!), “aygırı kişneten daşşağı, yazıyı okutan başlığıdır” derdi ,salyalarını sağa sola saçarak kahkahalarla gülerdi.
İlk defa konu başlığından önce yazımı kurguladım, sonrasında konu başlığını koydum. bakalım aygırı kişnetecek mi..!.
Hezeyan lügâtî manada; “yanlış fakat sağlam ve kolay değiştirilemez düşünce ve inanışlar.” olarak tanımlanıyor.
Hezeyanlar, şizofreni, depresyon, tek uçlu duygu durum bozukluğu ve demans gibi psikolojik rahatsızlıkların belirgin semptomlarındandır.
Benim bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım, Ülkenin “bahtı kara mâderine” lök gibi çökmüş birinin spesifik hezeyanlarını ifşa etmek.
Genelde öğretmenlik mesleğimden kalan “didaktik” olmayı bu sefer bırakıp doğrudan bodoslama konuya gireceğim ve lafı fukara sümüğü gibi sündürmeyeceğim.
Sadece “şahsımın” spesifik hezeyanlarından bir konu başlığını yazmakla iktîfa edeceğim.
“*Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936’da imzalanan ve Türkiye’ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir.
Sözleşme, “Türkiye’ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler…”
“Herhangi olmayan”birinin böyle bir diplomasi zaferi sayılan antlaşmadan rahatsız olma hezeyanını “spesifik olarak tanımlamak için psikolog olmak gerekir mi..?.
Cemil Biçer