Sanal Vizyonu Yel Alır, Algıları Sel Alır..
Fikri gelişimimi sosyal medyaya göre şekillenmeye bırakmam. Önümden akan bir dere gibi, izlerim çoğu zaman.
Uzanamadığı hedeflerin uzaklığıyla daha bir hırçınlaşan bazı sosyal medya kişilerinin, moda tabirle “atar” içeren paylaşımları akıp gidiyor sayfamdan. Bodrum küçük, hesaplar büyük olunca, ister istemez söz konusu sosyal medya kişilerinin atarının sebebi, olmadık bir yerde, sohbet konusu oluyor. Hele bir de bilen insanla ediyorsan sohbeti, taşlar yerine oturuyor müsaade istemeden. Anlıyorsun, yine bir seçim atmosferi sarmış beyinleri, oksijenden ayrıksı.
Seyyar mevzilerde tatlı bir pozisyon alma telaşı.
Tüm bunlara ek olarak; pek sever olduk komplo teorilerini takip etmeyi. Bir çoğumuz analist, kimimiz stratejist..
Dumanlı havanın kurdu misali bayılıyoruz, günlük sohbetlerin odağına yerleştirmeyi, gün yüzü görmemiş teorileri. 14 kez operasyon yapıldı Bodrum Belediyesi’ne ; Ahmet Aras dört kere açığa alındı, sekiz kere başkan yardımcıları tutuklandı, iktidar partisi ilçe temsilciğine yedi defa FETÖ soruşturması açıldı kimi, bürokrat kadroya defalarca görevden el çektirildi, güneş yine Çatalada arkasında battı.
Tüm dünya ile birlikte içinde bulunduğumuz olağanüstü şartlardan, ülkemiz ve ülke turizmi de ön görülemeyen biçimde etkilendi. Dedik ya; ”kurt, dumanlı havayı sever ” diye.
Dumanlı havayı seven ikbal avcıları, mevki seviciler, makamdan beslenen rantiye ve diğer adlandırılmamış çıkar odakları yaşadığımız coğrafyada kaosdan medet umar hale gelmiş görünüyor bir zamandır.
Öyle inandırıcı, oturaklı mizansenlerle kulağımıza fısıldanıyor ki bazı iddialar, bunları yazmadığım için kendimi yetersiz hissetmeme yol açıyor fısıltı sahiplerinin bakışı.
İstediğin kadar gazeteciliğin ”5N1K” kuralından bahset. İstediğin kadar, ”delil, belge, kaynak” gerekliliğinden söz et. Komplo teorilerini kaleme almadığın takdirde haberciliğin sorgulanır hale geliyor, kimilerinin indinde.
Dediğim gibi izliyorum. Yine bir telaş havası hakim ülke geneliyle birlikte Bodrum’a. Saflar belirleniyor fazla sıklaşmadan. En uygun pozisyon için kullanışlı mevziler geziliyor.
Her seçim dönemini, kentlerin yaşamsal kalitesi açısından kayıp zaman olarak görürüm. Yaşayan bir organizma olan yerleşkelerin hayati fonksiyonları entübe edilip, proje tandansı ve oy devşirme rutini başlar, siyasi cenah tarafından.
Altyapı ihale edilmiş, yüklenici firma gereğini yapmıyormuş, ulaşımda trafik sorunu kangren haline gelmiş, daimi olarak su patlakları varken, 7/24 esasına dayalı patlaklara müdahale eden ekip sayısı artırılacağına işçiler istifa ediyormuş gibi sorunlara çözüm önerisi sunacak olan idarecilere bakıyorum.
Geçenlerde Ahmet Aras sosyal medya hesabından, kendisini acımasızca sosyal medya üzerinden eleştirenlere serzenişte bulunmuştu. Şöyle diyordu; ”Her şeyin çok kötü olduğu bir yılı her şeye rağmen çok mutlu ederek uğurlamak istememizi acımasızca eleştirerek, “partiyle konserle uğraşacağınıza işinizi yapın” diyenlere de birkaç sözüm olacak. İşimizi yapmak var olma nedenimiz ve asli görevimiz olduğu için, yaptığımız işleri Bodrum’a bir jest yapıyormuş gibi sosyal medya hesaplarımdan sürekli paylaşmıyorum fakat bilinmesi gereken, gece gündüz çalıştığımızdır. Yağışlı havalarda oluşmakta olan taşkınları engelleyebilmek için resmen seferberlik ilan ederek sokaklarda olduğumuz şu günlerde aldığımız bu haksız eleştirilere verilecek en iyi cevap, günlerdir devam eden taşkın önlemi çalışmalarımızdan birkaç kare olacak. Bodrum için çalışmaya, Bodrum’a değer katmaya, Bodrum markasına yakışanları yapmaya devam..”
Vizyon tek kelimeyle ”harikulade”. Ancak, iş icraata gelince sallanıyor. İki gündür devam eden yağış sonrası bugün, Turgutreis’te bir vatandaşın oturduğu sitenin bahçesinde, şişme bot ile kürek çekmesini sosyal medyadan izledikten sonra Doçent Doktor Ceyhun Özçelik’in şu paylaşımı aklıma geldi; ” Mazgal Temizliğiyle Taşkınlar Önlenmez..
Taşkın Sırasında Yapılan Temizlikle Hiç Önlenmez!
Emek Takdire Şayan, Çaba Beyhude ‘
Akıl ve bilimin ışığında, vizyonu icraata geçirmek şart.
Şu dumanlı havada, sanal ortamda toplumun algısını şekillendirmekten ziyade yaşam kalitesini artıracak adımlar atan, atacak olan yetki sahipleri, gerçekten övgüyü hak ediyor.
Zira dünya artık bildiğimiz dünya değil. Değişimin bile ayak uyduramadığı değişkenlik , daha doğrusu başkalaşım ile yüz yüzeyiz artık. Toplumun ihtiyacı olan sosyal refah, hizmette adalet, eşitlik, sıfır altyapı sorunu…