İnsanın kendini tanıtması ne kadar zormuş dostlarım.
Bir arkadaşım Çarşamba ile ilgili yayına hazırladığı kitabında kadirşinaslık gösterip benimle ilgili bir bölüm ayırmış.
-benim için paha biçilmez bir onurdur- bununla ilgili bir öz geçmiş yazısı yazmam gerekti…
Egosantrik bir algı oluşturmaktan korkuyorum , değerli şair dostum Eylül Gökdemir’in; sevdiğim bir şiirinde çok güzel anlatığı gibidir özgeçmişimiz;
Yaşanan ve yaşanamayan herşeye,
Evet önü arkası bu kadar değil mi ? hepimizin yaşamı üç kısa sözcük.
Kalanlar geride bıraktıklarımızdır…
Ben; yaşadığı süreçte insanlık adına olumlu ve onurlu eserler bırakanların ölümsüzlüğüne inananlardanım.
Samsun-Çarşamba kızılot köyünde,köy enstitülü bir öğretmen ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim.
Öz yaşam öykümü buradan ve bu şekilde bir girizgahla başlatmak istemiyorum.
benim Dünyaya gelişim, soy ağacımızın ulaşabildiğim noktasından başlıyor. Özyaşam öykümü bu şekilde anlatmak istiyorum.
1864 Yılında Kafkas dağları eteklerinde Ecips köyünde mukim ünlü çelik ustası ulu dedem Şpaşigo Kıtıj Smayll ile başlar Cemil Biçer’in yaşam öyküsü.
’93 harbi adıyla maruf Osmanlı-Rus savaşının faturası Kuzey kafkas kıyılarının otonkton halkları olan Çerkeslere kesildi.
KARAR:Çerkesler özyurtlarından sürgün edilecekler…
Kafdağının ünlü Çelik ustası Şpaşigo kıtıj Smayll ,biricik oğlunu,gelinini ve torununu Novoroski limanından köhne bir laz takasına bindirip sonu bilinmeyen meçhule yolcu etti.
Yorgun laz takası Karadenizin azgın dalgaları ile boğuşarak gözden kayboluncaya kadar buğulu gözlerle izledi onları,sonra manda derisinden yapılma seyyar körüğünü omuzlayıp Kafdağı ormanları içinde kayboldu…
1864 mayısında Samsun/Derbent toplanma merkezinde toplanan çerkesler den büyük bir kısmı Anadolu coğrafyasında değişik bölgelere iskan edildiler.
Kıtıj ailesi ve beraberindeki Ecips köyünün sürgündaş insanları birbirlerinden ayrılmadılar.
Çarşamba Arım bölgesindeki Yeşilırmak deltasının bataklık topraklarına yerleştirildiler,sıtmadan ve iklim uyumsuzluğunda büyük çoğunluğu öldü,kalanlar doğal seleksiyon sonucu yaşam hakkını kazandılar.
Akıp giden yılların sonrasında Kafdağının bu güzel insanları yüreklerinin en gizli köşesinde “bir gün anayurda dönme ülküsünü” hep saklı tutarak yeni yaşamlarına sarıldılar.
Şpaşigo Smayll’ın biricik oğlu Kıtıj İsmail ve akrabaları, köklerinden besin maddesi olarak ,yapraklarından ilaç olarak faydalandıkları,eğrelti otları (droyopteris filismas) ile kaplı kumluk/Arım alanda bir köy inşa ettiler yaz sıcaklığında kavrulup kan kırmızı renge bürünen bu köye anayurtlarına atfen “KIZILOT” köyü adını verdiler.
Şpaşigo Kıtıj İsmail’in üç oğlu iki kız çocuğu dünyaya geldi,
Bu çocukların en küçüğü Yunus Biçer 1940 yılında Ladik/Akpınar köy enstütüsüne kayıt edildi ve 30 yıl ülkenin dört köşesinde Cumhuriyetin devrimci eğitim ordusunun bir neferi olarak öğretmenlik yaptı.
Cemil Biçer , bu devrimci Kemalist öğretmenin oğludur,ilk ve orta okulu Çarşamba,da,lise eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır,
Üniversite eğitimini A.Ü. DTCFakültesi Beşeri Coğrafya bölümünde sürdürmüştür,babası gibi eğitim ordusunun Devrimci kadrolarında görev yapmış eğitim emekçisidir…
“Ülkem Avuçlarımda saklı” isimli bir şiir kitabı, Çarşamba köprüsü’ne Rapsodi isimli bir anı/öykü kitabı yayınlanmıştır.
Evlidir ve iki yiğit oğlu vardır.
Kaf dağının ünlü çelik ustası Şpaşigo Kıtıj Smayll’ın çocuklarının 1864 21 mayısında başlayan diaspora yaşamlarının 4. kuşaktan iki küçük torunları var KUZEY ve LİNA umudumuz odur ki , 4. kuşaktan çocuklarımız Kaf dağı eteklerinde özyurtlarına kavuşalar…