Bodrum Kadın Platformu Turgutreis’te Meydanlardaydı.
Turgutreis Atatürk Meydanında toplanan Bodrum Kadın Platformu bileşenleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Münasebetiyle, gösteri maksatlı toplandı. Platform üyesi Nurgül Tarım tarafından, günün anlam ve önemine dair basın açıklaması yapıldı.
Yapılan açıklamada Nurgül Tarım, şunları söyledi; ” Bir 8 Mart daha isyanımızı, özgürlük ve eşitlik taleplerimizi haykırmak için sokaklardayız. Tam 167 yıl önce, New York’lu 40 bin kadın tekstil işçisinin eşit işe eşit ücret ve insanca çalışma koşulları talebiyle başlattıkları grev ve direniş, sermayenin ve erkek devletin saldırılarıyla 129 kadın işçinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanmış ve o günden sonra 8 Mart tüm dünya kadınlarının ortak talep ve mücadelelerini enternasyonel düzlemde alanlara taşıdıkları bir gündür. İşte bugün de bir kez daha kadınlar ve LGBTİ+lar olarak sokaklarda, meydanlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı her türlü baskı ve sömürüye, erkek egemen sisteme, savaşa ve yoksulluğa karşı tüm dünyada el ele, omuz omuza ‘’ Yaşasın Kadın Özgürlük Mücadelemiz’’ diye haykırıyoruz.
Sevgili Kadınlar;
Bildiğiniz gibi yerel seçimler arifesindeyiz, bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki, bir
kentin nasıl yönetildiği, yerel yönetim anlayışları, yerel demokrasi meseleleri biz
kadınları açısından hayati önemdedir. Yerel yönetimleri imara, betona, ihaleye, alt
yapıya indirgeyen erkek egemen akla dayanan yerel yönetimler anlayışını
reddettiğimizi, tırnak içinde kadın dostu diye tanımlanan belediyecilik anlayışları
yerine her aşamada eşit temsiliyeti, eşit katılımı, ekolojik yaşamı savunan ve
uygulayan bir yerel yönetim anlayışı talep ettiğimizi ve tercihimizi bu yönde
kullanacağımızı belirtmek isteriz. Bu vesileyle saydığımız talepleri savunmak ve
uygulamak için aday olan tüm kadınlarla birlikte, Diyarbakır Belediye Eş Başkanı iken tutuklanan ve 7 yılı aşkın bir süredir hukuksuzca cezaevinde rehin tutulan sevgili Gültan Kışanak’ ın adaylığını da selamlıyoruz.
Faşist rejimin inşasında bir politika olarak kalıcı kılınmaya çalışılan kayyum rejimini reddediyor, halkların tercih ve iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımadığımızı ifade etmek istiyoruz.
Bir yılı aşkın süre önce, 6 Şubat 2023 ‘te Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem, kadınların yaşamlarında derin ve kalıcı izler bıraktı. Bu afet, sadece fiziksel yapıları değil, aynı zamanda sosyal dokuyu da altüst etti, kadınların karşılaştığı zorlukları katbekat artırdı. Artan toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, işsizlik, barınma sorunu ve eğitim erişimindeki kesintiler, kadınların omuzlarındaki yükü ağırlaştırdı. Devlet ve toplumun bu zorluklara karşı yeterli destek ve çözüm üretememesi, kadınların mücadelesini daha da zorunlu kıldı. Bu bağlamda, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu zorluklarla yüzleşirken kadınların dayanışmasının ve seslerinin yükseltilmesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Biz kadınları ve LGBTİ+ ları bir şiddet sarmalında yaşamaya mahkum etmek için
topyekun çalışan erkek egemen sistem karşısında, topyekun mücadele etmeye
devam edeceğiz. Son raporlara göre sadece geçtiğimiz ocak ayı içerisinde 31 kadın erkekler tarafından katledildi, 29 kadının ölümü de şüpheli. Bu rakamlar kadınlar açısından sadece birer sayı değildir! Onlar aramızdan koparılan arkadaşlarımız, komşularımız, kız kardeşlerimiz, belki annemiz, belki de kızımızdır. Öfkeliyiz! Bu sayılar bir katliamı adeta bir soykırımı ifade ediyor, bu katliamın sorumlusu İstanbul Sözleşmesinden bir gecede çekilen, bütün söylemleri ve cezasızlık politikaları ile kadınları itaat etmeye zorlayan ‘’makul ve makbul’’ kadını bizlere dayatan, kadın cinayetlerini normalleştiren erkek egemen iktidardır. Kabul etmiyoruz! İstanbul Sözleşmesinden vaz geçmedik, geçmeyeceğiz! Birbirimizden aldığımız güçle, kadın dayanışmasıyla yüzünüze karşı haykırmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, biz bitti demeden bitmez! İstanbul Sözleşmesini savunan, 6284’ün uygulanması için mücadele eden kadınları istediğiniz kadar ‘terörist’ ilan edin! Biz
‘Kadın Cinayetleri Politiktir’ demekten vazgeçmeyeceğiz !
Sevgili Kadınlar;
Kapitalizmin çoklu krizinin yükü, yeni vergiler, enflasyon ve emek mücadelesi
üzerindeki baskılarla AKP-MHP iktidarı tarafından emekçilerin omuzlarına atılıyor.
Öte yandan kadınlar ‘kutsal aile’ masalına hapsedilerek, bu sömürünün sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan en önemli toplumsal grubu oluşturuyor. Kadın yoksulluğu büyüyor, derinleşiyor kadın emeği yok sayılıyor. Ücretli ya da ücretsiz kadın emeğinin değersizleştirilmesine, yok sayılmasına izin vermeyeceğiz! Kadın emeğini her mecrada savunmaya, taleplerini yükseltmeye devam edeceğiz.
Yoksulluk nedeniyle okullardan çekilen kız çocukları, iktidarın yardımına koşan
tarikatlar aracılığıyla çocuk yaşta evlilikleri din baskısıyla adeta normalleştirerek
erken veya çocuk yaşta evliliklere zorlanıyor, biliyor, görüyoruz! Geçit vermeyeceğiz!
Erkek egemen iktidar her gün kadın kazanımlarına saldırmaya devam ediyor.
Kadınların görünmeyen, yok sayılan, ücretsiz ev içi emeğine karşılık gelen nafaka
hakkı gasp edilmeye çalışılıyor. Erkek egemen sistemin kadınları boşanmaktan vaz geçirmeye, mutsuz evliliklere mahkum etmeye çalışan bu hamlesinin karşısında da mücadele edeceğiz, nafaka kazanılmış bir haktır, geri adım atmayacağız!
Ayrıca diyoruz ki;
Grev ve toplu sözleşme hakkımız uygulansın!
Toplu iş sözleşmelerinde kadın talepleri kadınlar tarafından dile getirilsin!
İş yerinde şiddet, ayrımcılık ve mobbingi önleyecek düzenlemeler yapılarak, İLO nun işyerinde şiddet ve tacizi önlemeye yönelik 190 sayılı sözleşmesi derhal imzalasın!
8 Mart tüm kadınlar için ücretli izin günü olsun!
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, yaşamın bütününe yayılmaya çalışılan dinselleştirme politikaları son bulsun!
Bilimsel, laik, anadilde, nitelikli ve parasız eğitim sağlansın!
Savaş, her anlamda kadın düşmanıdır! Irkçılıkla beslenen erkek egemen savaş
politikaları tüm dünyada kadın emeği, kimliği ve bedeni üzerinden kadınlar üzerinde ayrı bir tahakküm alanıdır. Savaştan kaçan, toprağını terk etmek zorunda kalan göçmen kadınlar tüm dünyada katlanan, katmerleşen fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalmaktadır, bu topraklarda da durum aynıdır. Bu vesileyle tüm göçmen kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzun altını çizmek istiyoruz. Buradan hegemonik güçlerce ölümle, tutsaklıkla, açlıkla terbiye edilmeye çalışılan ve heşeye rağmen direnen Filistinli kadınlara yürek dolusu selam ve dayanışma duygularımızı gönderiyoruz!
Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki, erkek egemen, kapitalist, ırkçı savaş politikalarının karşısında durmaya, kadınlar olarak tüm dünyada barışı savunmaya, barışı inşa etmeye devam edeceğiz!
Umutsuz değiliz, yorgun değiliz, yalnız değiliz! Kadın dayanışmasının verdiği güç ve güvenle bir aradayız, hepimizin ruhunda kadın özgürlük mücadelesinin isimli, isimsiz kahramanlarının izlerinin olduğunu bilerek tarihe not düşüyoruz, buradayız, asla teslim olmayacağız! Vardık, Varız, Var Olacağız!
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Kadın Dayanışması!
Yaşasın Mücadelemiz!
Jin, Jiyan, Azadi!
BODRUM KADIN PLATFORMU